Son zamanlarda Ankara viskisi, Ankara viskisi fiyatı nedir, Ankara viskisi satış yapan yerler nereleri, Ankara viskisi nerede bulabilirim şeklinde çok fazla soru aldık ve sizler için bu makaleyi yazdık.
Ankara Viskisi Nedir?
Bizim gençlik zamanlarımızda, ergenliğinde ya da ergenlikten çıkmaya çalışan gençler arasında Amerikan viskileri bir hayli popülerdi.
Para kasasını açmaya çalışıp, açamayınca silahına sarılan, açtığı ateş sonucunda kurşunun sekmesiyle kendisini yaralayan ve yarasını tedavi ettirmediği için ölen Amerikalı kahramanımızın ad ve soyadıyla anılan viski, sert abi hevesimizi güzelce almamızı sağladığı için olsa gerek favori içkimizdi.
Bu egomuzu tatmin ettiğimiz, bol bol fıçılanmış tadı tatlım olan bu viskiyi tüketirken, Ankara Viskisi’yle dalga geçerdik. Evimizdeki tüm alkollü ürünleri gizliden gizliye içen bir ergen olarak, oldukça eski bir şişesinin varlığını hayali olarak hatırladığım bu Ankara Viskisi’ne yıllarca katlanmamıştım. Babamın evdeki içki stoğundan tekrar tekrar içki aşırmama rağmen Ankara Viskisi’ne hiçbir zaman tenezzül etmemiştim.
İskoç viskileri bir numaralı viski çeşidi olarak ilk akla gelen olsa da, Amerikan viskisi de pek ala olabilirdi. Çocukluk yılları, mis gibi pazar günleri sabah saatlerinde başlayan meşhur kovboy filmlerinden ibaret olan bizim nesil için alkol, Amerikan tarzının bir numaralı ürünüydü. Ankara Viskisi ise anlamını bile çözemediğimiz “malt” yazısı ve şişesinin üstündeki Hitit Güneşi ile hiç ama hiç ilgimizi çekmezdi.
Ülkemizdeki alkol üzerine yazılmış ilk eserlerden olan “A’dan Z’ye Viski”nin yazarlarından biri olan Mehmet Yalçın’ın bahsettiği hikayelerden biri, Ankara Malt Viskisi hakkındaki bütün önyargıların çok da asılsız olmadığını gösteriyor diyebiliriz.
Atatürk Orman Çiftliği’ndeki viski üretim fabrikalarında ilk üretim çıkarıldıktan sonra, üretilen viskinin kalitesini kontrol etmesi için yurtdışından bir uzman getirtilmiş ve üretilen viskiyi tattırmışlar. Viskileri tadan uzman bunların tadını çok beğenmiş ve “Çok güzeller ama bu nedir?” diye sormuş.
Alanında uzman olup da Ankara Viskisi’ni bir şeye benzetemeyen ve bu nedir diye soran adamla daha sonra tekrar çalışıldı mı bilinmez. Ama ilk dinlediğimizde komik bulduğumuz ama aslında trajikomik bir olaydır bu.
Ankara Viskisi Notları?
Bütün gençliğim boyunca Ankara Viskisi’yle alay ettikten sonra, şimdilerde kendimi Tay, Hint ve Japon viskileri ararken buluyorum ve inanır mısınız bilmem, bu duruma çok üzülüyorum. Keşke zamanında Ankara Viskisi’nin değeri bilinseymiş diyorum bazen kendime.
Ankara Viskisi ile ilgili detayları, işçilikten gelip daha sonra birçok fabrikada müdürlük yapmış olan, Tekel’de çok yıllar çalışmış olan Kerim Yanık’ın “Tekel’in Nesi Kaldı? Damaklarda Tadı Kaldı” adıyla piyasaya sürülen kitabında buluyoruz.
1957 senesinde Prof. Dr. Turgut Yazıcıoğlu aracılığıyla Ankara Bira Fabrikası’nda faaliyete başlayan viski yapımı düşüncesi, 1964 senesinde Antepli ustalara imal ettirilen bakırlarla uygulanmaya başlandı.
Yapımına başlandıktan 2000’li senelere değin neredeyse hiçbir yatırımda bulunulmayan bu fabrikada büyük değişimlere anca 2002 senesinde karar verilmiş.
Verilen kararlar ciddi anlamda şaşırtıcı. Bir yılda üretilen viski 500 bin litreye çıkarılmış. Tanesi 500 litre olan 1000 adet Fransız fıçıları getirtilmiş. Sonrasını merak edenler için söylüyorum. Sonrası bu hikayenin en hüzünlü bölümü…
Tekel’in özelleştirildiği zamanlarda, yani 2004 senesinde, çok da karlı olmadığı düşünülerek viski üretimleri hızlıca durdurulmuş. Fransa’dan getirtilen fıçılar yine Fransa’daki içki imalatçısına, Antepli ustalara yaptırılan imbikler ve diğer bütün aletler ise Amerika’daki başka bir viski imalatçısına satılmış.
Senaryo farklı olsaydı kim bilir, o bütün ekipmanlar satılmasaydı şimdi ülkemizde üretimi yapılan kaliteli bir viski yudumluyor olabilirdik.
Bu alanda devlet tekelinin kalkmasıyla ve özelleştirmelerden sonra neden hiç kimse yeniden viski üretimi işine kalkışmadı diye sorabilirsiniz. Bu soruya verilecek en doğru cevap, devletin bunun yapılmasını istememesinde diyebiliriz. Mevcut alkollü içecekler kanunu gözden geçirilirken rakı, votka, viski gibi damıtılan alkollerin imalatını yapmak isteyenlere büyük bir şart kondu. Bu işi yapmak isteyenler en az bir milyon litrelik bir tesis kurmak zorundaydılar. Bu şartı tercüme etmek gerekirse, kimse damıtma işine kalkışmasın denildi. Ve istenildiği gibi de oldu. Bazı istisna rakı imalatçıları haricinde hiç kimse bu tarz bir işe girmeyi düşünemedi.
Ama bence bunları bir kenara bırakalım. Geçmişe mazi diyelim. Şimdilerde herkesi kıskandıracak tanzim araç satışlarımız ve upuzun kuyruklarımız var. Devletimiz halkıyla her zaman ilgilenir.